Sen ve yağmur
Başa dönemezsiniz.
Öyle bir yol yürüdünüz ki ancak dönüş yolunu yok ederek gelebilirdiniz
inişiniz bir iniş olurdu başa dönmemecesine.
Yağmur yalnız yağarken yağmurdur
Sen yalnız senken sensin
Burada kalamazsın ve başa dönemezsin
Gitmek zorundasın.
İsmet Özel
30 Kasım 2009 Pazartesi
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
22:58
Hiç yorum yok:
28 Kasım 2009 Cumartesi
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
12:37
Hiç yorum yok:
27 Kasım 2009 Cuma
İşte size tüylerinizi diken diken edecek bir cümle: Kuzu besliyoruz, öldürmek için.İşte size sevimli bir cümle: Kuzu besliyoruz, kurban bayramı için.Oysa bıçak kelimesi her iki cümlede de geçiyor. Bu oyundan birçok ders çıkarabiliriz. İlki şu olsun: Gerçeği, satırları değil, satır aralarını okuyarak görebiliriz.
İbrahim Tenekeci
İbrahim Tenekeci
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
12:26
Hiç yorum yok:
25 Kasım 2009 Çarşamba
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
13:20
Hiç yorum yok:
24 Kasım 2009 Salı
Yarın sabah olduğunda hayat adına dirençli bir sözcük söyleyeceğiz.
Yeniden!
Yeniden!
Yeniden!
Ve Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.
Yeniden!
Yeniden!
Yeniden!
Ve Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.
Tarık Tufan- Kraliçenin Pireleri
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
03:46
Hiç yorum yok:
20 Kasım 2009 Cuma
yarın bugünden iyi olacak
Yarın kelimesi bende büyülü çağrışımlar uyandırdı hayatım boyunca.
Yaşadığım her günün acısını ve umudunu yarına erteledim. Ertesi gün olduğunda her şeyin yerli yerine oturacağına ilişkin bitimsiz beklentiler büyüttüm içimde.
Nefes aldığım ölçüde yarınlar bitmiyordu. Bu kadar geniş bir yarının hiçbir zaman gelmeyeceğini elbette biliyordum.
Buna rağmen bu duygu hiç eksilmedi dünyamdan.
Yaralarım yarın iyileşecek!
Oyuncağım yarın alınacak.
Yarın iş bulacağım
Sevgilim yarın dönecek
Dostlarım yarın ziyaretime gelecek
beklediğim mektup yarın elime ulaşacak
Annem yarın daha iyi olacak
Yarın buralardan kaçacağım
Yarın daha rahat ve derinden uyuyabileceğim
Yarın bugünden çok daha iyi olacak
Yarın bugünden iyi olacak
Yarın bugünden iyi olabilir
Yarın yada bugün...
Bitimsiz yarınlar sayesinde gün boyu sırtımda taşıdığım yükleri bir kenara bırakıp uyuyabiliyordum.
TARIK TUFAN
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
04:16
Hiç yorum yok:
19 Kasım 2009 Perşembe
İnsanlara bir şeyler anlatmaya çalışmak buharlı bir cama yazı yazmaya benziyor. Özenle yazıyorsun, apaçık belli oluyor anlattıkların, sonra silinip gidiyor.
Tarık Tufan
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
22:47
Hiç yorum yok:
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
06:37
Hiç yorum yok:
18 Kasım 2009 Çarşamba
ben seni Arıyorum..
İnsan bir kere âşık olmaya görsün.
Her şeyi sevdiğine yormaya başlıyor.
İstanbul’u da sana yoruyorum, sonbaharı da…
Bu sonbahar hayatımın en uzun sonbaharı…
Fakat ne garip! Sen hayatımdan azaldıkça, sonbahar uzuyor.
Sonbaharı sana yormak,
belki de bu yüzden dünyanın en yorucu işi gibi geliyor.
Zor sahiden… Zor.
Sonbaharda gitmekten söz ediyorum.
Ben yitik bir zamanı arıyorum.
Ben yitik bir zamanı arıyorum.
Ben yitik bir zamanı arıyorum.
Ben seni arıyorum...
Tarık Tufan
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
06:57
Hiç yorum yok:
bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.
bir şehir kalabalıktır bazılarıbir dehliz karanlıktır bazıları
konuşurlar
isterler
susarlar
dinlememişseniz nice yıl kalbinizi
ev meslek iş para geçim diyerek
düşünün şimdi bir deşehirlerde kasaba ve köylerde
başını eğmiş kalbiyle söyleşen bir kişi olduğunuzu.
cahit zarifoğlu- yaşamak
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
01:08
Hiç yorum yok:
16 Kasım 2009 Pazartesi
Bu kadar maviyken gök
Bu kadar yağarken
Biz bir sıkılgan ümmetiz işte
Bilirsiniz
Yağmalanmış bir kalbimiz var
Pencereden bakıyorum: iki sıfır
ismail kılıçarslan
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
03:50
Hiç yorum yok:
15 Kasım 2009 Pazar
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
23:24
Hiç yorum yok:
6 Kasım 2009 Cuma
cumamız hayr getire..
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
02:08
Hiç yorum yok:
5 Kasım 2009 Perşembe
Şimdi bulabildiğim tüm soru cümlelerini üst üste yığıp, bulabildiğim en merhametli cevabın dizlerine yaslamak istiyorum başımı. bulabildiğim en müşfik cümlenin önünde bi an olsun düşünmeksizin iyiden iyiye bitik, yorgun vücudumu yere bırakmak istiyorum.uzanmak ve hangi günahtan kalma olduğunu kestiremediğim acıların yorgunluğunu bir parça olsun üzerimden atmak istiyorum.uyumalıyım.uzunca bir süre.
tarıktufan-kraliçeninpireleri
tarıktufan-kraliçeninpireleri
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
23:31
Hiç yorum yok:
Rabbim
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
01:31
Hiç yorum yok:
4 Kasım 2009 Çarşamba
"Altınlarını cam karşılığı dağıtan kızılderiliyi hiçbir zaman gülünç bulmadım. Cam, altından çok daha asil. İsrail peygamberlerinden beri lânetlenmiş bir maden, altın. Adı, tarihin bütün cinayetlerine karışmış. pıhtılaşmış kan, insan kanı. Cam güzel, çünkü kirli bir mazisi yok. Cam güzel, çünkü kalbi var, kırılıverir."
Cemil Meriç
Cemil Meriç
Ağır gelen..
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
04:35
Hiç yorum yok:
3 Kasım 2009 Salı
bu şehir bana tuzak kuruyor bencede
Hemde hemen.. Bu 657 tabi bezgin ve dahi yorgun şehir beni de kalbimi de çok yordu.. Kalbimi de alıp şöyle uzun bir tatil yapmak iyi gelir mi bilmem ama.. tek bildiğim gitmem gerektiği.. Mutsuzluklarımı, hüzünlerimi, hayal kırıklıklarımı, üzgünlüklerimi, kalbimin sıkılganlıklarını da bavuluma koyup yanımda götürüyeyim en iyisimi.. Tam da Galata kulesinin karşısından savururum denize belki.. kimbilir..
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
23:33
Hiç yorum yok:
2 Kasım 2009 Pazartesi
neden acep?
Ruhumun bütün çarşılara sergi olacak kadar genişlemesi neden acaba ?
Bir kuşun kanadını taşıyacak gücüm bile yok bugün.Öyleyse hayat niye inatla , boş bulduğu tek yer benmişim gibi, gelip ruhuma kuruluyor ?
Bir kuşun kanadını taşıyacak gücüm bile yok bugün.Öyleyse hayat niye inatla , boş bulduğu tek yer benmişim gibi, gelip ruhuma kuruluyor ?
ali ayçil
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
01:00
Hiç yorum yok:
1 Kasım 2009 Pazar
uzAk
Gönderen
Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık.. ibni Arabi
zaman:
22:49
Hiç yorum yok:
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)